ARŞİV
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye'de Karstik Şekiller (COĞRAFYA)

Aşağa gitmek

Türkiye'de Karstik Şekiller (COĞRAFYA) Empty Türkiye'de Karstik Şekiller (COĞRAFYA)

Mesaj  Admin Salı Ocak 22, 2008 12:33 pm

Türkiye'de karstik şekiller:
Kalker jips veya kaya tuzu gibi kolay eriyebilen kayaçların yaygın olarak bulunduğu alanlara karstik yöre denir. Bu kayaçların erimesiyle oluşan şekillerede karstik şekiller denir. Ülkemizde karstik şekiller daha çok kalkerli (kireç taşı) kayaçların yaygın olduğu orta ve batı toroslarda oluşmuştur. Göller yöresi doğu Anadolu ve iç Anadolu'nun bazı yörelerinde kartik şekillere rastlanır. Karsik şekillerin en küçüğü lapyadır. Çapları bir kaç yüz metre arası değişen dolinler erime yada çökme sonucu oluşurlar. Bunların tabanları kuru ve düz olanlar üzerinde tarım yapılmaktadır. Orta toroslar ve göller yöresinde dolinlere yaygın olarak rastlanır. Dolinlerin birleşmesiyle uvala adı verilen daha geniş çakıllar oluşur. Karstik çukurlukların en genişi polye (gölova) lardır. Oldukça geniş olan polyeler karstik yörelerin önemli tarım alanıdır. Batı toroslardaki elmalı, kestel ve korkuteli ovaları birer polyedir. Karstik şekillerden biride kör vadi (çıkmaz vadi) 'dir. Ağız kısımlarda kapalı olan bu vadilerdeki sular ya belirli bir noktadan yerin dibine dalarak ya da yer altına sızarak yavaş yavaş kaybolur. Antalya yakınlardaki varsak vadisi bu türdendir. Derinlikleri bazen yüzlerce metreyi bulan obruklar karstik yörelerde oluşan doğal kuyulardır. Bunlardan bir kısmının içinde sular birikmiş obruk gölleri oluşmuştur. Yer altına sızan suların oluşturduğu karstik mağaralarada Türkiye'de yaygın olarak rastlanır.
Turistli açılara önemli bir yere sahip olan bu mağaralar:
1- Karain--Antalya,
2- Damlataş--Alanya,
3- İnsuyu--Burdur,
3- Narlıkuyu--Mersin,
4- Cumayanı--Zonguldak mağaralarıdır.
Bu mağaralarda sarkıt dikit ve diğer karstik şekillerin türlü biçimlerine rastlanır. Karstik bölgelerde birikinti şekillerinin değişik biçimleri görülür. Örnek Pamukkale travertenleri karstik birikintilerin en tipik örneğidir. Ülkemizin hemen hemen her tarafında bulunan çok sayıda mağaradan karstik birikinti şekillerinden olan sarkıt ve dikitlerden yaygın olarak rastlanır.
TÜRKİYE'DE BUZULLARI OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ
4. jeolojik devrin başındaki buzul dönemlerinde Türkiye'nin de bazı yerlerinde kaplamıştır. Buzul şekillerine doğu Anadolu'da Ağrı dağı, subhan, buzul, ikiyaka Bingöl dağları Akdenizd ise aladağlar, bolkar, sultan dağları, bey dağları, Karadenizde ise Yalnızçam, mescit, kaçkar dağları, iç Anadolu'da erciyes, Marmara'da ise uludağ üzerinde rastlanır. Ağrı dağının tepesinde Türkiye'nin en büyük tekke buzul vardır. Türkiye'de görülen en yaygın buzul şekilleri sirkler ve buzul vadileridir. Buzul vadiler buzul kütlesinin bir eğim doğrultusunda hareket etmesiyle oluşmuş çanaklardır. Genelde U biçiminde sahip olan bu vadiler şekillerinden dolayı oluk vadide denir. Tabanları ana buzul vadisinin tabanına oranla daha yüksekte kalan vadiye asılı vadi denir. Oluk vadileri tabanlarındaki kayalar doğal olarak farklı sertliktedir. Üzeri cilalanmış olan bu sert kayalara hörgüç kayalar denir. Kuzey Anadolu dağlarının yüksek kesimlerinde yüzeyi buzullar taraından çizilmiş ve cilalanmış kayalar çoktur. Buzulların sürükleyip biriktirdiği kırıntılar içimindeki taş parçalarından oluşan morenlere (buzul taşlara) ülkemizde pek rastlanmaz. Çünkü morenlerin çoğu akarsular tarafından taşınarak ortadan kaldırıldı. Kapalı çanaklarda oluşan buzullara sirk buzulları denir.
Türkiye'de ki buzullar:
1- Sirk dağları,
2- Aladağlar,
3- Kaçkar dağları,
4- Uludağ gibi yüksek dağlarda küçük dağ buzulları bulunmaktadır.
TÜRKİYE'DE Kİ BUZULLARIN OLUŞTURDUĞU ŞEKİLLER
Türkiye'de ki rüzgarların etkin olduğu yerler bitki örtüsü ve yağışın az olduğu yerlerdir. Rüzgarların en çok etkili olduğu yerler toprağın kuru taneli, bitki örtüsünün zayıf olduğr güney doğu Anadolu iç Anadolu ve kıyı kumsallarıdır.
Türkiye'de ki dalga ve akıntıları oluşturduğu şekiller:
Kıyılarımızda gelgit olayı güçlü olmadığından sadece dalda ve akıntıların oluşturduğu şekillere rastlanır. Kıyı kesimde bir diklik meydana geliyorsa dalga bütün gücüyle bu dikliğe çarpar. Böylece dalgaların aşınım etkisi artar ve aşınım şekilleri oluşur. Kıyılarımızın başlıca aşındırma şekillerinden biride falez (yalıyardır). Dalgalar kıyı kesimlerdeki dikliklere çarparak burada dikliğin altında oyuklar oluşturur. Bu oyukların zamanla çökmesiyle üst yapı çöker. Böylece dalga aşındırmasıyla falez denilen diklikler oluşur. Doğu ve batı kısımlarda falezlere rastlanır. Akdenizde ise Köyceğiz ve kemer arasında ve Antalya çevresi arasında falezlere rastlanır. Kıyı şekillenmesinden etkili güçlerden biride akıntılardır. Akıntılar deniz suyunu kütlesel olarak yer değiştirmesi sonucu oluşur. Kıyılarımızdaki akıntıların oluşmasının nedenleri seviye ve yoğunluk farkıdır. Örneğin Karadeniz'den Marmara, Ege, akdenize doğru Akdeniz'den de tersi yönden bir akıntı vardır. Akarsu ve yağışlarla beslenen Karadeniz'de buharlaşma oranı azdır. Bu nedenle seviyesi Akdeniz'e oranla biraz fazla olan Karadeniz'in suları üst akıntı şeklinde Akdenize hareket eder. Dalga ve akıntıların kıyıdan kopardıkları metaryelleri açıklara taşıyarak biriktirmeleri ile bir ucu kayaya bağlı kıyı oku veya kıyı kordonu denilen yığınlıklar oluşuur. Bu kordonların Bu kordonların bazıları bir kıyının önünü kopartarak göllerin oluşmasını sağlar. Büyük ve küçük çekmece bu şekilde oluşmuştur. Çukurova, bafra ve şarşamba deltaları üzerinde birçok göl bulunmaktadır. Kıyı kordonları bazen açıklardaki ada ile kara arasında oluşarak adayı karaya bağlar. Bu tür oluşumlara tombolo ya da saplı ada denir. Kapıdağı yarımadası bir tombolo örneğidir. Ayrıca boztepe kütlesinin dalga biriktirmesi sonucu ortaya çıkan bir kordonla Snop kentinin bulunduğu alana bağlanmasıyla tombolo oluşmuştur. Kıyılarımızda gelgit hareketi çok zayıf olduğu için akarsu ağızlarında haliçler oluşmuştur.
TÜRKİYE'DE YER GÖÇMELERİ VE YER KAYMALARI
Heyelan:
Kayaçlardan yamaç döküntülerinden ya da topraktan oluşmuş kütlelerin yer çekimi etkisiyle bulundukları yerden koparak yer değiştirme olayına denir.
Heyelanların nedenleri:
1- Fazla eğim,
2- Yağış tabakalarının yapısı ve uzanışıdır.
Üstten sızan sularla ggevşek hale gelmiş olan kütle eğim ve alttaki kaygan zeminin etkisiyle kayarak alt kısımlara yayılır. Böylece heyelan dediğimiz olay meydana gelir. Tabanların yamaç eğimi ile aynı yönde olması heyalan oluşumunu kolaylaştırır. Özellikle doğu karadeniz bölümünde çok görülür. Diğer bölgelerin engebeli yerlerinde özellikle yağışlı yerlerinde heyelan görülür. Heyelanlardan bazıları yer şekillerinin önemli ölçüde değişmesiyle sonuçlanır. Örneğin bir heyelan sonucu tortum çayının önü kapanmış, geride suların birikmesiyle tortum gölü meydana gelmiştir. Bolu'da ki yedigöller Trabzon akçabat arasında sera gölü, Amasya'nın taşova ilçesindeki borabay gölü başlıca heyelan göllerimizdendir. Türkiye'de ki heyalanların yarıdan fazlası iklim koşullarına bağlı olarak ilk baharda meydana gelir. Bu dönemde yağışların artması ve karların erimesi heyelanları arttırmaktadır. Yer göçmeleri karsik yörelerdeki yer altı mağaraları yer altı nehir yatakları ve maden ocakları tabanların çökmesiyle gerçekleşir. Türkiye'de kolay eriyebilen kayaçların yaygın olduğu toroslar ve kömür ocaklarının yagın olduğu Zonguldak çevresi bu tür olayların yaygın olduğu alanlardır.
TÜRKİYE'DE TOPRAK EREZYONU VE KORUNMA YOLLARI
Toprak erezyonu:
Toprak erezyonu dış güçler tarafından süpürülmesi olayına denir.
Türkiye'de toprak oluşumuna neden olan faktörler:
1- Yağışlarla akışa geçen sular,
2- Rüzgarlardır.
Türkiye'de erezyonun çok şiddetli oluşunun nednleri:
1- Arazinin engebeli oluşu,
2- Yamaç eğimlerinin fazla olması,
3- Bitki örtüsünün yok olması,
4- Arazinin yanlış kullanımı,
5- Jeolojik yapının aşınmaya uygun olması.
Bitki örtüsünün yok edildiği yamaçlar şunlardır:
1- Şekillenme sıkça ve şiddetli olması,
2- Toprak tabakası ve kayaçlar yerlerinde kolayca sürüklenir.
3- Dış güçlerin etkinliği artar.
Türkiye'de erozyonun şiddetli olduğu yerler genellikle dağlık ve engebeli arazilerin olduğu yerlerdir. Doğu Anadolu güney ve batı kesimleri, toroslar, iç Anadolu'nun doğu kesimleri, Ege'de ki dağlı alanlar ve iç batı Anadolu'nun erozyonun en şiddetli olduğu yörelerdir. Bu yörelerde erozyonu arttıran en önemli faktörler ise eğimin fazla bitki örtüsünün zayıf oluşudur. Menteşe yöresi, güney Marmara, Karadeniz bölgesi ve doğu Anadolu'nun kuzey kesimi şiddetli erozyonun altındadır.
Erozyonun önlenmesi ve toprağın korunması için:
1- Gerekli yerler ağaçlandırılmalıdır,
2- Bitki örtüsünü korumak ve orman tahribatlarının önüne geçmektir.
3- Yamaçlardaki tarlaları eğime dik doğrultuda sürmektedir,
4- Yamaçları basamaklandırmak,
5- Baraj gölü yamaçlarını ağaçlandırmak,
6- Usulsüz tarla açmayı önlemek,
7- Ürünlerin nöbetleşe ekimini sağlamak,
8- Yanlış arazi kullanımını önlemek,
9- Meraları korumak ve aşırı otlama yoluna gitmemek,
10- Halkı erezyon hakkında bilgilendirmek ve toprağın korunması konusunda eğitmek,

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 21/01/08

https://beycanerkul.hareketforum.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz